Gezelim-Görelim: Eylül 2011

26 Eylül 2011 Pazartesi

HATAY-Antakya Mozaik Müzesi

Hatay'a askerliğini yapan oğlumun yemin töreni nedeniyle gittik. Türkiye'nin neresine gidersem gideyim oralara hayran olarak dönüyorum. Hatay da böyle bir yer. Tarihi dokusu ve doğal güzellikleriyle mutlaka görülmesi gereken yerlerden birisi. İçinden geçen Asi nehrinin kıyısında bir bardak çay içmenin keyfini başka bir yerde bulamazsınız.Hatay'da kaldığımız süre içinde mümkün olduğu kadar gezilip görülecek yerlerine gitmeye çalıştım. Bunlardan birisi de Cumhuriyet Meydanı'nda Asi nehrinin kıyısında köprü yakınındaki Hatay-Antakya Mozaik Müzesi.
Müzeden aldığım broşürlerdeki bilgilere göre; Hatay-Antakya Arkeoloji Müzesi:
Hatay'da bilimsel kazı çalışmaları 1932 yılında başlamış.Büyük ve kıymetli eserler çıkınca bir müze kurmak fikri doğmuş.O yıllarda Fransız idaresinde bulunan Hatay'da M.Mişel Booşer tarafından hazırlanan proje ile bir müze hazırlanmış ve 1939 yılında eserler toplanarak müze açılmış.
Mozaik Müzesi olarak planlanan binanın yapımına ise 1934 yılında başlanmış,Hatay Devleti zamanında tamamlanmış ancak düzenlenmesi uzun sürdüğünden 23 Temmuz 1948'de ziyarete açılmış.Genişletmek için yapılan ek inşaat 1974'te tamamlanmış. Hitit, Helenistik,Roma ve Bizans dönemlerine ait olan ve Harbiye,Antakya,Atçana,Seleuekia Pieria ile İskenderun'da bulunmuş eserlerin sergilendiği müze mozaik koleksiyonlarının zenginliği yönünden dünyada 2. sırayı almaktadır.
Müzede 18.100 parça arkeolojik eser,1.050 etnografik eser, 13.820 sikke, 1.347 mühür olmak üzere 34.317 eser sergilenmekte.

Hatay'a giderseniz mutlaka müzeye girin ve bir de künefe yemeden dönmeyin.

Fotoğrafları büyütmek için üzerlerine tıklayınız.

Lahitin uzunluğu:2.47 m. genişliği:1.22 m. yüksekliği: 1.20 m. dir. Antakya lahitinin M.S.265-270 yılları arasında yapıldığı tahmin edilmektedir. Bu tarihlemeyi destekleyen önemli bir delil içinden çıkan Roma İmparatorlarından 2. Gordianus (M.S.238) ile İmparator Gallienus ve karısı Salonina'nın (M.S.253-268) altın sikkeleridir.Gallienus sikkeleri (M.S.260-270) lahitin tarihlemesinde önemli delildir.
Sidamara (sütunlu) tipi lahitin sergilenmesi için müzede ayrı bir salon yapılmış.

Müzedeki mozaikler, Bizans ve Roma dönemlerini kapsamakta , Mitolojik olaylar ve kişiler sembolize edilmektedir.

İzmir-Polis Anı Evi

İzmir'e her gidişimde mutlaka Kemaraltı'na giderim. Oradan da Kızlarağası Hanı'na, Hisarönü Camisi'nin etrafındaki dükkanlara girer mutlaka eski eşyalar bakarım. Bir de Kemeraltı'nın sonuna geldiğiniz zaman Hisarönü Camisi'nin olduğu sol taraf değil de sağ tarafa dönerek yolu takip ederseniz ana yola çıktığınızda (İkiçeşmelik Caddesi üzeri) yolun tam karşısında Polis Anı Evi'ni görürsünüz. Buraya daha önce de girdim gezdim ama yanımda fotoğraf makinam olmadığı için resimleyip yayınlayamamıştım. Artık çantamda fotoğraf makinamla geziyorum:))

Anı Evi'nden içeriye girdiğim zaman karşılayan görevliye fotoğraf çekip internet sayfamda yayınlamak istediğimi söyledim,izin istedim. Çünkü her yerde fotoğraf çekimine izin vermiyorlar. Görevli bana evi gezdirdi ve eşyalar hakkında bilgi verdi. Ben de bu bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum.

Anafartalar Polis Karakolu, dönemin İzmir valisi Rahmi Bey tarafından 1913 yılında 2 katlı bir bina olarak yaptırılmış ve uzun yıllar karakol olarak kullanılmış.Binanın sağlam olması amacıyla yumurta akı kullanılması önemli bir özellik olarak dikkat çekmekte.
İzmir Polis Anı Evi 8 Nisan 2005 yılında müze olarak düzenlenip açılmış.Müze fikrini ise İzmir Emniyet Müdürü Sayın Halil Tataş bey ortaya atmış, ve bu müze çıkmış.Müzede tarihi silahlar, tüfekler,daktilolar, sabıka defterleri, polis kıyafetleri ve polis eşyaları bulunmakta.

Fotoğrafları büyütmek için üzerlerine tıklayınız.

Santral.