Bumerang

16 Temmuz 2017 Pazar

AYDIN-Söke Doğanbey Köyü



     Biz Priene harabelerini gezdikten sonra yolumuza devam ettik.Bu yol aynı zamanda eski Didim yoluymuş.  Yaklaşık 10 dk. sonra yolun sağ tarafında kahverengi tabela üzerine yazılı Doğanbey Köyü yazısını görüyorsunuz. Buraya saparak 3 köy daha geçince yamaca kurulmuş taş evlerden oluşan köy karşınıza çıkıyor. Önce hayalet bir şehir görünümüyle karşılaşıyorsunuz.
     Mübadele yıllarına kadar (1924) burada Rumlar yaşamış daha sonra onlar gidince yerlerine Selanik'ten Türkler gelip yerleşmiş.Daha sonra da tarım arazilerine yakın olabilmek için daha aşağılara kayıp Yeni Doğanbey köyünü oluşturmuşlar.
     Burası aslında çok güzel bir köy.Sokakları Arnavut kaldırımlı.Evlerin çoğu yıkılmış,ama şimdilerde buradaki taş evleri satın alıp restore ederek oturanlar da var. Köyde öyle kahve, yemek yiyecek bir yer bulamazsınız. Olmasın da zaten.İnsanlar nereye girerse maalesef otantik yapısını bozuyorlar. Burada köyün girişinde küçük bir kafe var,sahibi de oralıymış.Genç bir aile.Dedeleri Selanik'ten gelmişler.  Restore edilen evlerin önlerinde çok güzel yeşillikler ve begonviller var.Burada ayrıca günlük,haftalık kiralayabileceğiniz pansiyonlar da var. Söylediklerine göre asıl burasının hareketliliği kışın olurmuş. Dağcılar, yürüyüş yapanlar bu güzergahtan geçerlermiş.
     Burada Rumlar zamanında 1890'larda hastane amaçlı yapılmış,daha sonra ilkokul olarak hizmet vermiş bir bina var.Burası restore edilerek Milli Dilek Doğal Parkı Müzesi olarak hizmet veriyor.Bu müzede  bölgede yaşayan hayvanların doldurulmuş şekillerini görebilirsiniz. Bunların birçoğu da yok olmuşlar.
     Köyün içinden başlayan jandarmadan izin alınarak yürüyüş yapılabilen 2 saatlik bir orman- vadi yürüyüş rotası da mevcut.
     Burada 2. bir ev müze daha var.Türkiye'de en geniş 2. Osmanlı kıyafetleri Müzesi.Emel hanımın evindeki sergi,ama biz kapalı olduğu için gezemedik.











Daha fazla resim görmek isterseniz Facebook sayfama bakabilirsiniz.
https://www.facebook.com/nihal.erbakan/media_set?set=a.10213778041351860.1073741918.1431342882&type=3

Priene Antik Kenti (Aydın-Söke)

 
                                                   
                                                                Athena Tapınağı

     Priene harabeleri Aydın-Söke ilçesi Güllübahçe beldesi yakınlarında kurulmuş antik bir şehir. Biz Nazilli'de oturuyoruz ve Kuşadası'na Söke üzerinden gidiyoruz. Söke ise Kuşadası'na yarım saat uzaklıkta.Böyleyken ben bir türlü Priene harabelerine gidemedim. Oysa Türkiye'nin uzak olmalarına rağmen birçok şehrini gezdim.Yakında olunca kıymeti bilinmiyor galiba:)))
    Geçenlerde eşime haydi beni Priene harabelerine götür dedim.Bindik arabaya gittik. Yalnız biraz hayal kırıklığına uğradım dersem yalan olmaz. Çünkü bütün resimlerde gösterilen Athena Tapınağı ,tiyatrosu ve piskoposluk Kilisesi dışında ayakta kalan pek bir şey yok.Oysa yazılanlarda çok daha fazla eserler var.Keşke elimizdeki dünyanın hiçbir yerinde olmayan bu nadide eserleri biraz daha korumayı bilebilsek. Biz gittiğimizde İrlandalı bir grup Türk rehberleri eşliğinde geziyorlardı.Kendi kendime kızdım.İnsanlar dünyanın öbür ucundan geliyorlar biz burnumuzun dibindeki yere yıllar sonra gidiyoruz.
     Priene,Samsun Dağı'nın güney yamacında,Aydın ili Söke İlçesinin 15 km. güneybatısında kurulmuş önemli antik kentlerden birisidir. 370 m. sarp bir kayalık üzerinde kurulması saldırılara karşı koymada avantaj sağlamıştır.Ayrıca yüksek bir yerde kurulmuş olması şehrin farklı yönlerden de görülebilmesine imkan sağlamaktadır. Varlığı M.Ö 2 bin yılına kadar uzanan Priene hakkındaki ilk bilgilere M.Ö 7.yy. ortalarındaki antik kaynaklarda rastlanmaktadır. 
     Kentin en önemli yapıları arasında Athena Tapınağı, 5000 kişilik tiyatro, pazar yeri,Agora,Mısır Tapınağı,Büyük İskender'in evi,Bizans Kilisesi, Zeus Olympos Tapınağı,2 gymnasion,nekropol ve Demeter Kutsal alanı sayılabilir.Ama şimdi bunların çoğunu görmek mümkün değil.  
     Priene eski şehir planlamacılığının en güzel örneğidir. Genellikle 3.5 m. genişlikte olan şehrin yan sokakları arazinin eğimli olması sebebiyle merdivenlidir.Şehrin birisi batıda,diğer ikisi doğuda olmak üzere 3 kapısı vardır. Batı kapısının olduğu yerdeki surlar  görülmektedir.
     Benim anlatacaklarım bu kadar.İnsanlar o kadar uzak yerlerden gelip geziyorlarsa  biz de gezelim derim. Gitmeyenler mutlaka gitsin diyorum.



                                                           Piskoposluk Kilisesi

Priene harabeleriyle ilgili daha fazla resim görmek isterseniz Facebook sayfamdaki albüme bakabilirsiniz.
https://www.facebook.com/nihal.erbakan/media_set?set=a.10213778424041427.1073741919.1431342882&type=3