Bumerang

9 Ekim 2015 Cuma

DİDİM- Apollon Tapınağı




Ben gezmeyi çok seven, fırsat buldukça gezen ve gördüklerimi paylaşmayı çok seven birisiyim. Bugüne kadar yaptığım paylaşımlarda sanırım bunu anlatabilmişimdir. Didim'e çok yakın olduğumuz,yazları Kuşadası'nda oturduğumuz halde  yıllar önce  gördüğüm Apollon Tapınağı'na bir daha gidip görme ve sizlerle paylaşma imkanım olmadı. Bu yaz Didim'e gezmeye gittiğimde  Temmuz sıcağında ve tam öğle saatlerinde  en nihayet tapınağa gitme  şansım oldu. Fotoğrafları çekebildiğim kadar çektim ve sizlerle paylaşmak istiyorum.

     Apollon Tapınağı, kehanetlerin çıkış noktası ve Antik çağdan bize kalan hazinelerden birisi.Bahçesinden içeriye girdiğinizde devasa sütunlarla karşılaşıyorsunuz ve o zamanın şartlarında bu taşların buraya nasıl getirildiğine, üst üste nasıl konduğuna akıl sır erdiremiyorsunuz.Tapınağın arka tarafındaki Avluda  muhteşem.
     Bilicilik güçleriyle kehanette bulunan Miletos, ileri gelenleri bu avluda toplarmış, halk ise dışarda buradaki konuşmaları dinlermiş.Böylece halka yaptırılmak istenen herşey kehanet olduğu ileri sürülerek yaptırılırmış.


İnternetten araştırdığım kadarıyla  Antik çağın insanları kehanette bulunma gücünün insanlara  Zeus ve Leto'nun oğlu Apollon tarafından verildiğine inanırlarmış.Efsaneye göre tanrı Apollon birgün Didim yöresinde çobanlık yapan  Brankhos'a rastlar ve ona kehanetin sırlarını öğretir. Çoban da Apollon adına ilk tapınağı kurar.Apollon tapınağının diğer adı  Didyma.Bu da ikiz kardeş anlamına geliyormuş.Apollon'da Artemis'in ikiz kardeşiymiş.
Anlatılan efsaneler ne olursa olsun, tapınak muhteşem bir yapı  ve mutlaka gidilip görülmesi gereken bir yer.

     Tapınağın ilk girişinde sizi bütün ihtişamıyla Medusa karşılıyor.Medusa kehanetin sembolü olarak biliniyor. Yunan mitolojisine göre; gözlerine bakanı taşa çevirdiğine inanılan yılan saçlı dişi canavar Medusa çok güzel bir kadınmış ve bütün kadınlar onu kıskanırmış.Bu güzel Medusa kendini tanrıya adamış ve iki kız kardeşiyle birlikte Athena'ya (Zeus'un kızı, zeka tanrıçası) ait bir tapınakta yaşamaya başlamış. Medusa'nın cazibesine dayanamayan Poseidon (denizlerin büyük tanrısı)  sevgilisi Athena'ya ihanet etmiş.Bunu öğrenen Athena Medusa ve kardeşlerini birer ifrite çevirmiş. Medusa'nın saçlarının herbir telini yılana dönüştürmüş. Bu haliyle bile ona bakmaya devam ettikleri için ona her bakanı taşa çevirmiş. Yine hırsını alamayan Athena Medusa'nın kafasını kesmeye karar vermiş.Athena'nın üvey kardeşi Perseus keskin kılıcıyla Medusa'nın kafasını bedeninden ayırmış ama bilmedikleri birşey varmış, kafası bedeninden ayrıldığı anda Poseidon'dan  olan  Pegasus ve Chyrsar cansız bedeninden çıkmışlar. İşte bu da bir efsane.Bu Medusa başından  bir de İstanbul'da Yerebatan Sarnıcı'nda var.


                                       Tapınağın ilk girişinde sizi karşılayan sütunlardan birisi.


                                                                       Aslan heykeli.

                                                           Tapınağa çıkan merdivenler.


                                   Tapınağın ana girişinden avluya açılan 2 tünelden birisi.


Tapınakta oldukça fazla fotoğraf çektim, hepsini burada yayınlayamıyorum, Facebook sayfamda tümü var. Oraya girip bakabilirsiniz.
https://www.facebook.com/nihal.erbakan/media_set?set=a.10207963751158239.1073741878.1431342882&type=3

12 Şubat 2015 Perşembe

İZMİR - Uşakizâde Köşkü



     Yıllardır İzmir'e giderim,komşuya gider gibi ama maalesef buraya  bir türlü gitmek nasip olmadı. Geçenlerde İzmir'e bir Kırkyama sergisine ,oradan da  Göztepe'de bulunan Uşakizâde Köşkü'ne gittim. Fotoğraflarını çektim ve  görmeyenler varsa görsünler istedim.
      Uşakizâde Köşkü,Uşakizâde Sadık Bey tarafından İzmir Göztepe'de  1860 yılında yaptırılmış.Aile yazlık ev yaptırmak için İzmir'in en serin yerini araştırmış, buraya 3 katlı olan bu köşkü yaptırmış.
     Gazi Mustafa Kemal Paşa ilk defa İzmir'in kurtuluşunun 6. günü,14 Eylül 1922'de  bu köşke gelmiş.Burada 16 gün kalan Mustafa Kemal  bu köşkü''Başkomutanlık Karargâhı'' olarak kullanmış.
     Zübeyde hanım,14 Ocak 1923 tarihinde Karşıyaka'daki köşkte vefat etmiştir.Annesinin ölümü üzerine İzmir'e gelen Mustafa Kemal 29 Ocak 1923 tarihinde Latife Hanım'la Göztepe'deki bu köşkte kıyılan nikah ile evlenmiş.Nikah; günümüz medeni nikahın öncülüğünü yapmıştır.
     Uşakizâde Köşkü'nde  üçüncü kalışında ''İktisat Kongresi'nin'' açılış hazırlıklarını yapan Mustafa kemal,eşi Latife Hanım'ı da alarak Ankara'ya dönmüş. 23 Şubat 1923 tarihi Latife Hanım'ın Ankara'ya ve çankaya Köşkü'ne ilk gelişidir.Mustafa Kemal Paşa  4. gelişinde bakan konuklarını ağırlamış,5. ve son gelişi ise 2 Ocak 1924 - 22 Şubat 1924 tarihleri arasında gerçekleşmiştir.Mustafa Kemal'in köşkte 52 gün misafir kaldığı bu dinlenme gezisi,O'nun Cumhurbaşkanı olarak İzmir'e ilk gelişi olması açısından da önemlidir.

LATİFE HANIM:
     Uşakizâde Muammer Bey'in üçü kız,üçü erkek olan çocuklarının en büyüğüdür.1900 doğumlu olan Latife Hanım,ilkokulu köşkün bitişiğindeki ''Camlı Köşk''te özel öğretmenlerle okumuş.İstanbul Arnavutköy Amerikan Koleji'nde liseyi bitirdikten sonra ,Fransa'daki  Sorbonne Üniversitesi'nde ''Hukuk ve Siyaset eğitimi almış.4 dil bilen Latife hanım,İzmir'in kurtuluşunu görebilmek için Sakarya meydan Savaşı'nın kazanılması üzerine İzmir'e dönmüş.
      29 Ocak 1923 ile 5 Ağustos 1925 tarihleri arasında Gazi Mustafa kemal paşa ile 2 yıl,5 ay,5 gün evli kalan Latife Hanım, 13 Temmuz 1975'te İstanbul Harbiye'de vefat etmiştir.Mezarı Edirnekapı Şehitliği'ndedir.
















                                        Atatürk'le Latife Hanım'ın nikahlarının kıyıldığı masa.