Bumerang

21 Eylül 2011 Çarşamba

İstanbul-TAKSİM ANITI

    İstanbul'a her gittiğimde mutlaka İstiklal Caddesi'ne çıkarım. Taksim anıtının olduğu yerde kenar taşlarının üzerine oturur,gelen geçen kalabalığı seyrederim.''Bu kadar insanın hiç işi yok mu da hep buraya geliyorlar'' derim. Sanki ben niye oradaysam:)))İstiklal Caddesinde yol boyunca gezer, vitrinlere bakar,sergileri gezerim.Ama hiç Taksim Anıtının yanında bulunan levhayı görmemişim.Bu gidişimde yazıyı gördüm ve okudum.Çok önemli bir bilgiydi ve sizlerle de paylaşmak istedim. İstiklal Caddesi'nin adı önceden “cadde-i Kebir”miş.Daha sonra İstiklal Caddesi olarak değiştirilmiş.Cumhuriyet`in coşkusunu, Kurtuluş Savaşı`nın öyküsünü yeni kuşaklara daha çağdaş bir dille, bir anıtla anlatmanın, daha da anlamlı olabileceği düşünülmüş ve ünlü İtalyan yontucu Pietro Canonica yapım için çağrılmış. İki genç Türk; Hadi (Bara) Bey ve Sabiha (Bengütaş) Hanım`ın yardımlarıyla, anıt 1928`de tamamlanmış.




        Anıt, 11 m yükseklikte pembe ve yeşil renkli mermerle kaplı, dört yüzünde sivri kemerlerle belirlenen, küçüklü büyüklü, açıklı  kapalı nişlerden oluşmuş  dikdörtgen bir kitle. Yarım daire ve yay parçalarından oluşan genişçe bir taban üzerinde yükseltilmiş.




        Kapalı nişlerin içleri bir hayli kalabalık: Bir yüzde Kurtuluş Savaşı`nı gerçekleştiren halk, askerler, kumandanlar, Mustafa Kemal, İsmet ve Fevzi Paşalar; öteki yüzde de Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal, Büyük Millet Meclisi üyeleri, öğrenciler ve halk bulunur. Diğer iki yüzde de, sancak tutan kahramanlar, madalyon içinde, savaşta erkekleşen Türk kadınları yer almakta. Bu başarılı kompozisyonlar, savaştan barışa, yokluktan Cumhuriyet`in parlak geleceğine geçişi inançlı bir coşkuyla vurgulamış.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder