Nazilli'de Eski Sümerbank Basma Fabrikası kapandıktan sonra yıkılan lojmanların yerine yapılan parkın içinde yapılan bu merkezi bugün gezmeye gittim.Aslında bir dergi için röportaj yapmam gerekiyordu. Nazilli Belediyesi'nden gerekli izinleri aldıktan sonra merkeze gittim. Sevgili merkez sekreteri Burcu Toker hanımla merkez hemşiresi sevgili Şükran Kocabaş hanım beni çok samimi bir şekilde karşıladılar.Burcu hanım bana merkezle ilgili çok güzel bilgiler verdi.
Merkez Sekreteri Burcu Toker hanım.
O sırada etkinlik olarak çiğ köfte yapılıyordu.Ben de bittikten sonra bir güzel yedim. (Aslında bulgur bana yasak:)))))
Çok güzel hareketli oyun havaları çalıyordu, yaşlı hastalar el çırpıp hep birlikte eğleniyorlardı.Stajyer öğrenciler de (ADÜ Nazilli Kampüsü'ndeki Hasta ve Yaşlı Bakım Bölümü) burada hastalara bakarak yardımcı oluyorlardı.Hep birlikte el çırparak eğleniyorlardı.Onlara sarılmışlar kendi çocukları gibiydiler.
Yaşlı amcalarla, teyzelerle biraz muhabbet etme fırsatı buldum.Gerçekten bu merkezi görmeden önce bu hastalığın nasıl bir şey olduğunu bilmiyormuşuz.Çevremizden görüyorduk ama içine girince daha iyi öğreniyorsunuz.Hepsi de çocuk gibiler.
Merkezdeki etkinlikler de gerçekten çok güzel. Sabahleyin servisle evlerinden alınan hastaların sabah çaylarından sonra egzersiz çalışmaları yapılıyormuş. Bunun arkasından hazırladıkları Şark köşesi odasında Türk Sanat Müziği dinletisi yapılıyormuş.
Öğle yemeğinden sonra zihinsel ve Psikomotor Aktiviteler adı altında
Kesme -yapıştırma, boyama,eşleştirme çalışmaları sayısal aktiviteler gibi çalışmalar yapılıyormuş.Arkasından dinlenme, burada da şarkılar, türküler söyleme, oyunlar oynama, stajyer öğrencilerin kendilerini hazırladığı tiyatro etkinliği oluyormuş.
Ben oradayken çiğ köfte yapıldı,bunu da ADÜ 'de okuyan üniversite öğrencileri yaptı.Hep beraber yendi.Akşamüzeri saat 15.30'da yine servis aracılığıyla hastalar evlerine bırakılıyormuş. Yine burada aklıma gelmişken yazayım.Dinlenme odaları var. Otururken yorulan hastaların gidip yatabileceği odalar var.
Duvara bir basket potası asılmış.Burada top atıyorlarmış.
Tuvaletler erkek ve bayanları belirtmek için kartondan resimler yapıştırılarak belirtilmiş.
Bu merkez hakkında açıklamalar yapacağım ama önce kendi duygularımı anlamak istiyorum.
Nazilli Türkiye'de en uzun ömürlü insanların yaşadığı bir ilçe. 100 ve üstünde yaşayan insanlar Türkiye ortalamasının üstünde. 80 yaşının üzerinde de çok insan var. Bunun nedenleri araştırılıp bazı sonuçlar çıkarılmış.En başta bölge olarak sağlıklı bir beslenme gösterilebilir. Bulunduğumuz bölgede çok fazla ot çeşidi var. Sebze ve meyveler de köylü pazarlarından alınıyor. Zeytinyağ bütün beslenmemizin içinde.Bunlara bakarak uzun yaşamın sırrının neden Nazilli'de olduğu anlaşılıyor. Bu kadar uzun yaşamın olduğu bir yerde de elbetteki hastalıklar da çok olacak. Bu nedenle bu merkez Nazilli'de kurulmuş. Türkiye'de ilk defa Nazilli'de kurulan bir merkez. Bu projeye ön ayak olup kurulmasını sağlayan da Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Gerontoloji Bölüm Başkanı Prof.Dr. İsmail Tufan Bey.
Bu merkezin hemen yanıbaşında da yine Prof.Dr. İsmail Tufan Bey tarafından projesi oluşturulan ''Evde düşme ve kazaları önlemek için tasarlanmış Türkiye'nin ilk model evi'' var.Bu evin içini de Burcu hanım gezdirdi. Her şey yaşlılar, engelliler için düzenlenmiş. Biz gençken bunları anlayamayabiliriz ama bir gün bizler de yaşlanacağız ve böyle bir eve bizim de ihtiyacımız olacak.Hiç aklımıza gelmeyecek kolaylıklar düzenlenmiş.
Şimdi de Alzheimer hastalığı hakkında bilgi vermek istiyorum.(Merkez sekreteri Burcu hanımın açıklamaları)
Alzheimer aslında unutkanlık hastalığı. İlk aşaması Demans denilen başlangıç.Hafif unutkanlıklar Daha sonra ilerleyerek Alzheimer oluşuyor.Başlangıçtaki hafif unutkanlıklardan sonra zaman ilerledikçe unutmalar daha ağırlaşmaya başlıyor.Genelde 60 yaş ve üzerinde daha sık görülüyor.Cinsiyet olarak baktığımızda da kadınlarda erkeklerden daha fazla görülüyor.Yakın zamana ait bilgileri hatırlama ya da yeni bilgileri öğrenmede güçlük yaşıyorlar.Konuşma bozukluğu, karar verme güçlüğü,yolunu kaybetme gibi başka zihinsel sorunlar da baş gösterir.Genelde aynı konu üzerinde konuşurlar. Yeniyle ilgili akıllarında hiç bilgi kalmaz, hep eskiyle yaşarlar.Cümle kurmada zorluklar,eşyaların yerini unutmalar, daha ileri dönemlerinde en yakınlarını bile tanımamalar,açlık-tokluk hissini algılamama, devamlı aç olarak yemek yeme isteği,(çünkü yemek yediklerini unutuyorlar), para hesabını bilememe,halüsinasyonlar görme gibi semptomlar bu hastalıkta gördüklerimiz. Alzheimer hastalarında tabloya çoğu kez davranış ve kişilik bozuklukları da eşlik eder.Özellikle hastalık ilerledikçe bir çok hastada depresyon, saldırganlık,huzursuzluk ,uyku bozuklukları ya da amaçsızca dolaşma gibi ruhsal sorunlar görülebilir.En ağır döneminde de beyin hücreleri öldüğü ,(bazı hastalarda) nefes alma komutunu bile beyin veremediği için nefes alamamakla ölüm gerçekleşiyor. Söylediklerine göre gençliğinde temizlik hastası olanlar,çok titiz insanlarda daha fazla görülüyormuş. Bu hastalıktan korunmak için de beyni sürekli aktif halde tutmak gerekiyormuş.Bulmaca ve sudoku çözmek, kitap okumak,el işleriyle uğraşmak, müzikle uğraşmak ta beyni çalıştıran davranışlar olarak belirtiliyor.
Bu kadar hastalıktan söz ettikten sonra biraz da güzel şeyler söyleyelim. Hepinize sağlıklı günler diliyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder