Yine bir İstanbul gezisinden merhaba. Ama bu defa İstanbul'un içinde değilim.Biraz da adalara gidelim dedik ve bindik adalar vapuruna. Hava da çok güzel.(Mayıs 2012) İçeriye oturmadık tabi ki. Rüzgarı yesek te denizin güzelliğini görmek, martılara simit koparıp vermek ve karşıdan adaları görebilmek için vapurun açık yerinde durduk. İlk önce karşıdan Kınalı ada göründü. Ne kadar güzel yerler. Denizin ortasında sesiz, sakin bir yaşam. Galiba böyle düşünenler bizim gibi yaşını almış kafasını dinlemek isteyenlerdir diye düşünüyorum.
Bizim esas gitmeyi düşündüğümüz ada Heybeli Ada'ydı. Büyükada'yı daha önce görmüştük.Biraz içerlere doğru yürüdük ama bir faytona binerek gezmeyi daha uygun bulduk ve büyük tura karar verdik.Bindik faytona, bütün adayı kenardan dolaştık ve adanın güzelliklerini keşfe çıktık. Arada faytonu durdurduk ki kenara gidip fotoğraf çekelim, güzellikleri daha iyi seyredebilelim.Adada trafik yok çünkü araç ta yok. Gezmek için ya faytonu kullanıyorsunuz, ya da bisikletle geziyorsunuz. Sadece kamu kurumlarına ait birkaç araba var.
Heybeliada'daki tepelerin birinde Rum Ortodoks Ruhban Okulu bulunuyor.
Aşağıda Çam Limanı'nın fotoğrafını görüyorsunuz.Tabi böyle görüyorsunuz ama aslında gidip buraları gözümüzle görmemiz lazım.
Eski Rumca adı Bakır anlamına gelen Halki olan Heybeliada günümüzde zor rastlanır Kızılçam ormanlarıyla kaplı.(Gerçi biz buraları gezdikten sonra büyük bir yangın geçirdi ve bu güzelim ormanlar yandı)
Çam limanının karşısında şimdi kullanılmayan Sanatoryumu görebilirsiniz.
Aşağıdaki fotoğraflarda Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın evini görüyorsunuz.
Bu fotoğraftaki konak ta bir zamanlar televizyonda gösterilen Türkan Saylan'ın hayatının anlatıldığı Türkan dizisinin çekildiği konak.
Hidiv ailesinden Sait halim'in kardeşi Abbas Halim Paşa'nın konağı aynı zamanda Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın yaşadığı ev.
Adanın sokaklarında yürürken İsmet İnönü'nün şimdi müze olan evini görüyorsunuz. İçeriye girip geziyorsunuz ancak fotoğraf çekimi yasak.
Heybeliada'yı güzelce gezdik, karnımızı doyurduk, sahilde çayımızı içtik ve dondurmamızı da yedikten sonra artık gitme zamanı geldi. Vapura binmek için sahile indiğimiz zaman sağ tarafımızda Deniz Lisesi'ni gördük.
Eski kızılçam ormanlarının içinde düzgün bir yürüyüş yolundan faytonla gezip bu güzellikleri görmeniz gerekiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder