İstanbul'a gittiğim zaman mutlaka Mısır Çarşısı'na girerim. Burasının havası o kadar güzel ki,mis gibi baharat kokularıyla karşılaşıyorsunuz. Bütün dükkanlarda bir canlılık var ve içerisi her zaman kalabalık.Zaten haftanın her günü açık olan çarşı sürekli canlılığını koruyor. İçerisi turist dolu. Tur rehberleriyle beraber geziyorlar ve gerekli bilgileri alıyorlar.
İstanbul'a gittiğim zaman hep giderim ama aklıma burayı tanıtmak ta gelmemişti doğrusu. Ama düşündüm dünyanın bir ucundan gelen yabancılar benim memleketimin güzelliklerini görüp tanıyorlar da ben niye tanıtmayayım diye düşündüm ve geçen gidişimde fotoğraflarını çektim ve gerekli bilgileri topladım.
Mısır Çarşısı Eminönü'nde Yeni Cami'nin batısında yer alıyor.Yan tarafında Çiçek Pazarı var. Burada da çok çeşitli çiçekleri bulabilirsiniz.Mısır Çarşısı'nın L şeklinde bir yapısı var.1660 yılında Turhan Sultan tarafından yaptırılmış.Mimarı Kazım Ağa 'dır.Cami 1664 yılında tamamlanmış.Yeni Cami Külliyesi'ne bağlı olan bu çarşı sonradan ilave olmayıp birlikte yapılmış.1691 ve 1940 yılllarında geçirdiği iki büyük yangından sonra 1943 yılında restore edilip yeniden esnafa açılmış.
İstanbul Çarşıları, genellikle aynı tür malları satan esnaf ve tüccarların toplandıkları yerler.Kuyumcular Çarşısı,Bakırcılar Çarşısı gibi.Mısır Çarşısı ise aktarların ve pamukçuların toplu olarak bulundukları bir yermiş.
Mısır Çarşısının 6 tane kapısı var. Eminönü Kapısı, Tahtakale'ye açılan Ketenciler kapısı,Hasırcılar Kapısı, Mahmutpaşa'ya bakan tarafta Çiçek Pazarı Kapısı,Yeni Cami kapısı, Bahçekapı.Bu kapılardan bir kısmı şimdi kullanılmıyormuş.
Çarşının tavanları oldukça yüksek ve kemerli.İçerisi az sayıda pencerelerden gelen ve dükkanlardan yayılan bol ışıkla aydınlatılıyor.
Mısır Çarşısı'nda ne var,ne yok?
Burada kapıdan girdiğinizde hemen gözünüze bol ışıklı dükkanlarıyla kuyumcular çarpıyor. Çarşıda yürümeye başladığınız zaman her iki tarafta baharatçı dükkanlarını görüyorsunuz. Şimdiye kadar görmediğim kurutulmuş otları, baharatları burada bol miktarda gördüm.Özellikle kış aylarında doğal ilaç arayanlar aradıkları her türlü bulmak için buraya geliyorlar.Ayrıca çeşitli yağları da burada bulmanız mümkün.
Çarşıda ilerledikçe otantik eşyalar, renkli cam avizeler, işlemeli yastıklar, ucu ponponlu saray terlikleri, şallar,seramikler, çini tabaklar,nargileler, kilim,heybelerin satıldığı dükkanları görüyorsunuz.
Çarşıda ilerledikçe satılan ürünlerin çeşitliliği gözünüze çarpıyor.Şimdide önümde kuru yemişçi dükkanları var. Vitrinleri o kadar güzel ki insan buradan bir şeyler almadan duramıyor. Renk renk lokumlar bütün albenisiyle duruyor. Burada ayrıca çok çeşitli kurutulmuş meyveler de bulabilirsiniz.
Mısır Çarşısı'nın Tahtakale Kapısı'ndan çıktıktan sonra Kuru kahveci Mehmet Efendi'ye uğrayıp taze çekilmiş kahveden de almadan dönmeyin.(1871 yılından beri faaliyet gösteriyormuş) Yalnız buradan kahve alabilmek için kuyruğa girip bir müddet beklemeniz gerekiyor. Çünkü ne zaman gittiysem hep kuyruk vardı. Ama kahvenin kokusu da neredeyse İstanbul'un öbür ucundan duyulacak.
Benden bu kadar.İstanbul'a geldiğiniz zaman Mısır Çarşısı'na uğramadan, burasının mis gibi bahart kokusunu içinize çekmeden dönmeyin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder