Bumerang

9 Mayıs 2014 Cuma

İstanbul-Mihrimah Sultan Camii

 

     İstanbul, gezmekle bitmeyecek eşsiz doğal ve tarihi güzellikleri bir arada barındıran güzel bir şehir. Bu konuda dünyadaki başka devletlerle de hemfikiriz. Neden mi ?İstanbul'a yazın da gitsem, kışın da gitsem  hep turist kafileleriyle karşılaşıyorum.İstanbul bir dünya şehri.Benim de bu şehirde  en çok görmek istediğim yerlerin başında her zaman Mimar Sinan eserleri geliyor. Fırsat buldukça da (önceden araştırmasını yaparak) bu eserleri gezip görüntülemeye çalışıyorum. Kızımın İstanbul'da olması nedeniyle  fırsatları hep değerlendirmeye çalıştım. En çok istediğim yerlerden birisi de Üsküdar'daki Mimar Sinan eseri olan Mihrimah Sultan Camisi'ni görmekti. Ama 2 yıldan beri restorasyon çalışması  olduğu için görememiştim. Bu yıl Nisan ayında yine İstanbul'a gittiğimde restorasyonun bittiğini ve halka açıldığını görünce hemen elimde makinemle camiye girdim ve fotoğraflarını çektim.Sizlerle de paylaşayım istedim.

     Bu camiyle ilgili Mimar Sinan'ın Mihrimah Sultan'a olan aşkı ve caminin yapılma nedenini bildiğim için  biraz daha araştırıp yazayım ve sizlerle paylaşayım istedim.
      Mihrimah Sultan 1522 yılında Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman ile Hürrem Sultan'ın Mehmed'den sonra  ikinci çocuğu olarak dünyaya gelmiş. Mihrimah'a Farsça'da güneş ile ay anlamına gelen adını babası Kanuni Sultan Süleyman koymuş.17 yaşına gelince kendisinden yaşça  büyük olan Diyarbekir Beylerbeyi Rüstem Paşa ile evlendirilmiş.Rivayete göre o zamanlar 50 yaşında ve evli olan Mimar Sinan'da Mihrimah'a büyük bir aşk besliyormuş.Aşkına kavuşamayan Mimar Sinan bu sevgisini eserlerine yansıtıyormuş.(Bu cümle haklı olabilir aslında.Mimar Sinan'ın eserlerine hayran birisi olarak söylüyorum) Kimi sanat tarihçilerine göre, Mihrimah Sultan Külliyeleri'nin duru,gösterişsiz ve sade oluşuna rağmen içinin aydınlık olmasında Mimar Sinan'ın duygularının izleri var.Yine bir başka iddiaya göre Mihrimah Sultan'ın eşi Rüstem Paşa adına yaptığı camideki çinilerin ve süslemelerin bütün ihtişamına rağmen içinin  diğer eserlerinden daha karanlık olmasında da yine Mimar Sinan'ın duygularının izleri var.

http://nihal-seyahatname.blogspot.com.tr/2013/12/istanbul-rustem-pasa-camii.html

     Mihrimah Sultan bir gün Mimar Sinan'ı huzuruna çağırarak İstanbul'da güzel bir yerde kendi adına bir külliye yapmasını ister. Mimar Sinan'ın nereye yapalım sorusuna karşılık  ''Sen nereye istersen'' cevabını alan Sinan  1540 yılında Üsküdar'daki külliyenin temelini atar.Külliye 1548 yılında tamamlanır.
     Mihrimah Sultan 1562 yılında Mimar Sinan'ı bir kez daha huzuruna çağırır ve kendisi için bir külliye daha yapmasını ister.Yer seçimini yine Mimar Sinan'a bırakır. Mimar Sinan'da 2. külliye için İstanbul'un en yüksek tepesi olan Edirnekapı surlarının dibini seçer.Mimar Sinan'ın bu camiyi dikkat çekmeyecek, gözden ırakta bir yerde yapması ,Mihrimah Sultan'a duyduğu gizli aşkın bir yansıması olarak görülmüştür.
     Mimar Sinan bu camileri dünya üzerinde eşi benzeri görülmemiş matematiksel bir hesapla yapmıştır.
Üsküdar'daki cami etek giymiş bir hanım görünümünde olup İstanbul'un yedinci tepesinin en yüksek yerine yapılmış.Edirnekapı'daki Cami'nin kubbesi  dışarıdan bakıldığında tüm gösterişiyle  tek başına yükselmekte.Minaresi ise sadece 1 tane. Bunun nedeni olarak ta (aslında Mihrimah Sultan'ın konumu 2 minareli cami yaptırmaya müsait olduğu halde) yalnızlığını simgelemesi anlamında .
   
     Bu camilerin özelliklerine gelince:
Bu camiler güneşin doğum ve batım yerleri hesaplanarak inşa edilmiş.Yılın sadece bir günü; 21 Mart gece ile gündüzün birbirine eşit olduğu bu günde eşsiz bir manzaraya sahip olabilirsiniz.İki camiyi de aynı anda görebileceğiniz bir yere çıktığınızda  Edirnekapı Camii'nin tek minaresinin arkasından güneş batarken ,Üsküdar'daki caminin minarelerinin arasından ay doğmaktadır. Bu arada 21 mart tarihi aynı zamanda Mihrimah Sultan'ın doğum günü.

     Bazı tarihçilere göre bu aşkın olması mümkün değil, böyle bir aşkın söylenmesine bile izin verilmezdi. bazılarına göre de  böyle  muhteşem iki eser ancak böyle bir aşk sonucu ortaya çıkar. Ama ne olursa olsun böyle iki muhteşem eser kazandırdığı için Mimar Sinan'a ben kendi adıma teşekkür ediyor, rahmet diliyorum.
     Gelelim caminin özelliklerine ;Kare planlı caminin son cemaat yerini 8 sütuna dayanan 5 kubbe örtmekte.tek şerefeli iki minaresi hünkar mahfeli olan camii bir orta ve iki yarım kubbeyle örtülüdür.













                                  Caminin bahçesinden   yine külliyeye ait hastaneye geçilmekte.


                                   Cami ile külliyeye ait Çocuk kütüphanesinin arasındaki sokak.

                                        Caminin yanındaki  külliyeye dahil olan çocuk kütüphanesi.
                                                         Çocuk kütüphanesi.

2 yorum:

  1. Faydalı bir yazı olmuş. Takibe alıyorum. Bize de bekleriz :) http://kapalimekan.blogspot.com.tr/ - http://yagmur-serhats.blogspot.com.tr/

    YanıtlaSil